27 Mayıs 2016 Cuma

9 aylık oldun Rüyacım!

Nasıl geçiyor zaman..
En son 6 aylık olduğunda yazmıştım sana.
3 ay nasıl geçti bilmiyorum.
6-9 ay arasında neler oldu, bir güncelleme yapayım istedim küçük kedim :)

Emekliyorsun. Bayaa hızlı. Ve bu artık sürekli senin etrafında olmam gerektiği anlamına geliyor. Bir anda burdasın hoop bir anda şifonyerin çekmecesinde. Veya dolabın kapağına ellerini yapıştırmış ayaktasın. Bazen kabloların yanında, bazen sehpanın altında :) Çok tatlısın ama artık hızlı ve tehlikelisin :) Sürekli peşindeyim. Bu da benim evdeki hayatımı değiştirdi tabii ki. Hep kendi kendine oynayan bir bebek oldun. Oynayabildiğin zamandan bu yana. Seni odanda yere oyuncaklarınla bırakıp, yanına arada sırada uğrayıp "Ben burdayım Rüya" diyerek evde işlerimi halledebiliyordum. Hala tek başına oyuncaklarınla veya etrafını keşfederek çok güzel vakit geçiriyorsun. Buna bayılıyorum ama artık hareketlisin ve gözüm üstünde olmalı. Yanından koşarak ayrılıyor ve geri geliyorum :)

Tırmanılabilecek her şeye tırmanıyor ve tutup ayağa kalkılabilecek her şeyden destek alarak ayağa kalkıyorsun.

Konuşmaya çalışıyorsun. Anne, baba, gel, ver, mama, cici diyebiliyorsun bizim dilimizdeki kelimelerden. Ama bir de senin dilin var ve o dilde de konuşuyorsun :)

Kuşlara bakmaya bayılıyorsun. Kuşlar nerde diye sorduğumuzda en yakın pencereyi gözlerinle arıyorsun. Veya dışardaysak havaya bakıyorsun. En çok onlara gel diyorsun. Ve en çok çiçeklere cici diyorsun. Çiçekleri koparmadan cici diyerek sevmen o kadar tatlı ki. Bir de en çok baba diyorsun. Ve sen ona baba dedikçe baban nasıl eriyor bilmiyorsun :)

Herkesle konuşmak istiyorsun ve sana bakan herkese gülümsüyorsun. Bakmazlarsa bağırarak ilgilerini çekmeye çalışıyorsun. Çok komiksin küçük yıldızım.

Hapşurduğunda çok yaşa diyoruz, yalandan bir daha hapşuruyorsun çok yaşa dememiz için. O kadar tatlı oluyorsun ki bunu yaparken!

Öpücük verir misin, beni öper misin diye sorduğumuzda öpüyorsun. Bazen de kendiliğinden. Kanın kaynıyor galiba. Tarifsiz bir mutluluk o bizi öpüp, bize sımsıkı sarıldığın anlar.

Elektrik süpürgesinden korkmaya başlamıştın, bir de blender sesinden. Ama alıştın.

Çok nadir ağlıyorsun. Baban ve benim elimiz ayağımıza karışıyor sen ağlayınca. İçimiz parçalanıyor.

Gezmeye, dışarda olmaya bayılıyorsun. Çeşme ve Londra tatillerimiz çok güzel geçti. Araba yolculuğu da uçak da seninle hiç sorun olmadı. Bu, gezenti anne baban için çok güzel haber :)

"İşte size küçük Rüya, karşınızda küçük Rüya" diye bi şey başlattı baban, beni de sardı. Biz sen sahneye çıkacakmışsın gibi yüksek sesle bunu söylerken öyle hoşuna gidiyor, öyle güzel gülüyorsun ki!

Uyandığın zaman yatağında ayağa kalkıp gel gel gel diyorsun. :)))

Bardaktan su içmeye bayılıyorsun. Biz de senin bardaktan veya suluktan-biberondan su  içerkenki haline. Boncuk gözlerini havaya dikip kana kana su içisin o kadar tatlı ki!

Gündüz 3 kere uyuyorsun. Ve bu bana işleri toparlamak için zaman veriyor. Nolur bunu hemen bırakma :)

Sana müzik dinletiyorum, kitap okuyorum, şarkı söylüyorum.  En çok wheels on the bus bu aralar.

Şu anda çok yorgunum mutlaka atladığım şeyler olmuştur. Küçük yıldızım sen büyüdükçe daha da tatlılaşıyorsun. Seni her gün daha çok seviyoruz. Senden tek bir ricam var, nolur biraz daha yavaş büyü :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder