25 Şubat 2016 Perşembe

Rüyacım Sen Bugün 6 Aylık Oldun. Sana Mektup Yazdım :)

Nasıl geçti zaman böyle çabuk? Daha dün gibi Fort Walton Beach'te son doktor kontrolümüzden direkt hastaneye geçişimiz.. 37+4'ken, hiç beklemiyorken. 25.08.2015. Seni kucağımıza verdikleri an..  Ve sonraki 1 ay.. Schneider Drive, Peckham's House :) O bir ayı ben ayrıca yazmalıyım. Uzun uzun..

Rüya'm bugün sen 6 aylık oldun. Yarı yaş bu. İnanamıyorum. Bugün ben sana birazcık seni anlatmak istiyorum. Birazcık da bizi. Tahmin edersin ki çok vaktim yok, sıralı yazamayacağım. Aklıma gelenleri ortaya karışık yazacağım idare et artık küçük kedim :)

Çok tatlısın. Gerçekten. Sana bayılıyoruz. Ve çok komiksin küçük kızım. Bizi çok güldürüyorsun :)

Bugünlerde en sevdiğin şeylerden biri dönmek. Sırt üstü yatarken hemen hoop.. Yüz üstü yatarken ise şöyle bi bakışın var kafanı yere koymadan önce, yana doğru kaykılıp ihtiyatlı bi şekilde kendini yere bırakışın.. off :)

İlk 4 ay seni sadece anne sütü ile besledim tatlım, sonra mecburen devam sütü ile takviye yapmaya başladık. 5 aylıkken de doktorumuzun yönlendirmesi ile meyve püresi ve tahıllı kaşık mama  da ekledik beslenme programına. Artık ek gıdaya tamamen başlayacağız. Beslenme ile ilgili ayrı bir yazı yazacağım unutturma bana :)

Çok canayakın bir bebeksin, herkese hemen gülüyor ve kendince konuşmaya başlıyorsun. Ve bu bizim çok hoşumuza gidiyor.

En sevdiğin şeylerden biri de fotoğraf çekilirken poz vermek. Buna çok küçükken başladın! 3 aylıkken olabilir emin değilim. Bayaa büyük insanlar gibi fotograflar için klasikleşmiş bir gülüşün var minnakım. :))))

Akşamları 8-9 arası uyuyorsun. Gündüz de birkaç kez. Sen uyurken seni çok özlüyoruz kedim. Fotograflarına ve videolarına bakıyoruz deli gibi :)

İlk söylediğin, daha doğrusu hecelediğin sözcük baba oldu. 5,5 aylıktın. Öksürdüğün için hastaneye götürmüştüm seni. Hastanede hiç durmadan babababababababa dedin ve herkes sana güldü.

İlk taklit ettiğin hareket gel gel oldu. Babannen sana öğretmiş. Yapmamışsın ama izlemişsin kaydetmişsin haberimiz yoktu. Bir gün bir an tesadüfen gel gel dedim sana elimle, sen de yaptın. Yaklaşık 5 aylıktın.

Biz seninle konuşmadan da anlaşıyoruz biliyor musun tontiğim. Bakışlarınla hareketlerinle anlatıyorsun bana her şeyi. Acıktım uykum geldi vs için de belli hareketlerin var artık.

Seni bazen kanguru ile bazen arabanla her fırsatta dışarı çıkarıyoruz. Kış olmasa daha da çok çıkacağız. İnsan bi eve kapanıyor bu soğuk havalarda. İki kez ikimiz baş başa vapurla Moda'ya gittik. Arkadaşın Alpişko'nun yanına. Annesi Sinem de benim (genellikle sanal) kankitom :) Keşke hamileyken daha çok görüşseymişiz, şimdi zar zor bir araya gelebiliyoruz ama sürekli whatsapp'ta onlayn'ız :))

İlk uçak yolculuğunu ABD'den buraya yaptın 1 aylıkken. (Hamileyken olanları saymıyorum) İlk seyahatin pasaport işlemlerin için Uncle Donnie, baban ve ben ile 15 günlükken araba ile New Orleans'a idi.. Bu yolculuk sırasında 4 eyalet görmüş oldun :) Aile olarak ilk tatilimizi 20 günlükken Mississippi Biloxi Hard Rock Casino & Hotel'de yaptık. Bize de bu yakışırdı :)) Hakkaten herkesin dediği kadar varmış, çok küçükmüşsün kedim, iyi cesaret etmişiz. Araba kirala tatile git falan. Ama iyi ki yapmışız.

Annane ile camdan dışarı bakmaya bayılıyorsun. Boynunu büküp, şeker reklamında bayramda çocuklarını torunlarını bekleyen nine-dede'ler gibi hüzünlü bakıyorsun.

Ellerin ve ayakların ince uzun. Benimkilere bekliyor. Gözlerin de benim gözlerim oldu artık. Ama onun dışında yüzün babana benziyor. Bakışların, tavırların tamamen baban. Ve çok güzelsin. Her bebek gibi.

40 günlükken ameliyat oldun küçük kuşum. Kasık fıtığı. Çok korktuk, çok üzüldük. Seni bizden alıp ameliyathaneye götürüşleri ve çıkana kadarki bekleyişimiz. Çok zordu. Babanla ilk sınavımızdı. Çok zordu. Ama geçti.

Halana ve dayına bayılıyorsun. Gülücükler konuşmalar şirinlikler çığlıklar.. Dede, babanne ve annane ile de aran çok iyi. Seni o kadar çok seviyorlar ki miniğim. Ve bence sen bunu hissediyorsun.

İki aylıkken kötü bir enfeksiyon geçirdin. Baban seyahatte olduğu için çok zorlandım ben tek başıma. Nebülizatör ve ne yazık ki antibiyotikle tanıştın. Ama atlattık.

Sana "köpekler geldi" deyip hav hav hav yapıyorum çok gülüyorsun. Baban da benim taklidimi yapıyor biz de ona gülüyoruz.

Son 1 aydır yediğimiz her şeyi çok merak ediyorsun ve tatmak istiyorsun.

Babana veya bana sarılıp uyumayı çok seviyorsun. Ama biz bunu senden de daha çok seviyoruz. o kolunu atışın boynumuza. ahhh!

Bazen iki yanına yatıyoruz. Bi ona bi bana dönüp elini yüzümüze uzatıyor ve gülüyorsun. İçimiz eriyor mutluluktan, n'apacağımızı şaşırıyoruz.

Banyo yapmaya bayılıyorsun. Biz de seni yıkamaya bayılıyoruz :)

Mutfakta iş yaparken seni ana kucağına koyup o sırada yaptıklarımı anlatıyorum. Aslında sürekli sana bir şeyler anlatıyorum ben. Hiç susmuyor bu annen :) Baban da öyle. bazen kendimizi sana çok alakasız şeyler anlatırken buluyoruz.

Annanen çok şanslıyız ki İstanbul'da, bizimle, iyi ki öyle. Sana ve bana bakıyor ne zaman hangimize bakmak gerekirse. Anne olmak nasıl bir şeymiş ona bakıp, kendime bakıp daha iyi anlıyorum..

Arya'm ile sadece iki kez bir araya gelebildiniz ne yazık ki. Onun sana sarılışı, seni öpüşü.. O kadar tatlıydı ki. Canım Burcu'm ile nasıl hayal ediyoruz birbirinizin kardeşi olmanızı. Bizim gibi. Ama buraya dönecekler ve uzun bir zamanınız var önünüzde birlikte vakit geçirmek için. Tatillere gitmek, oyunlar oynamak, birlikte büyümek için. Ben hala ve ısrarla bekliyorum :)

Ben de 6 aydır anneyim bu arada. Nasıl bir anneyim? Dışardan bakınca nasıl görünüyor bilmiyorum ama çok çok mutluyum, sakinim, biraz da rahatım galiba. En önemli konulardan biri, anne olunca bu kadar titiz olmak istemiyorum demiştim mesela ve ilginçtir uyguluyorum. Ama benim anne olmakla ilgili hislerim başka bir yazının konusu. Çok acayip bi şeymiş anne olmak kuzum.. Yazıcam.

Sana sürekli müzik dinletiyorum. Spotify'da bir playlist'in var. En sevdiğin şarkı 5 years time. Duyduğun anda gülmeye başlıyorsun. Onun dışında klasik müzik, piyano ile çalınmış sözsüz ninniler, ingilizce çocuk şarkıları ve ingilizce masallar dinletiyorum.

Hala bizim odada ama kendi yatağında yatıyorsun. Sen farkında değilsin ama, farkına varmadan önce seni odana geçirmemiz lazım :) şimdilik gece uyandığında emzirmek/mama vermek kolay oluyor böyle diye taşımadık seni henüz odana.

Bana tek zorluk çıkardığın konu bezini değiştirmek. Hemen köprü yapıyor ve kendini arkaya atıyorsun bezini değiştirirken :)

Babanın kucağında süzülerek gezmen çok tatlı küçük kedim. ikiniz de çok tatlısınız. Baba olmak babana o kadar yakışıyor ki.. Onu, seni ve ikinizi bir arada o kadar çok seviyorum ki.. Hep söylüyorum. Ben dünyanın en şanslı insanıyım.

Şimdilik bu kadar güzel kızım. Sana yine ilk fırsatta yazıcam :) Kalkmam lazım. Unuttuğum şeyleri gelip tekrar yazarım sonra. Hiçbir işi tek seferde bitiremeyen tüm anneler gibi :)

Sen iyi ki doğdun, iyi ki varsın, iyi ki bizimsin, iyi ki sensin.. Seni çok seviyorum.. Seni çok seviyoruz..












































1 yorum:

  1. Kitom, canim; ne guzel anlatmissin.. sen harika bir annesin.. Ruya kusum da cok sansli annesi oldugun icin.. bu gunler cabucak gececek ve biz hic ayrilmamak uzere birlikte olucaz.. az kaldi.. cok az kaldi..

    YanıtlaSil